"Açlık günlerinde" "...Bataklık Köyü'ndeki günler ahırdaki fareler kadar gri..."diyor Mattias. Bunu çok sık söylüyor. Birbiri ardına açılan iki sırlı kapıdan geçiriyor Lindgren okurunu.
Biri kitap kapısı, diğeri kitabın içinden rengarenk ve sıcacık bir dünyaya açılan düş kapısı.
Kitap kapısı sahici de, düş kapısı öyle mi bilemiyoruz.
Kapandığında yeniden açılması mümkün olmayan kapı, öte tarafa dönüşü imkansız kılarak bir seçime zorlasa da...bir daha oyun oynayamamaktan, asla tekrar çocuk olamamaktan korkan iki çocuk kapıyı sonsuza dek kapatmakta tereddüt etmiyor.
Bu dünyada kimsecikleri kalmamış küçükler Mattias ve Anna, bir çiftçinin yanında yaşamaya başlamışlardı. Ancak çiftçinin sadece fazladan biraz iş gücüne ihtiyacı vardı, oyun çocuklarına değil. İki küçük çocuk süt sağma zamanında evde olmazlarsa Tanrı yarattı demeyip kim bilir neler yapacağı işçileriydi çiftçinin.
Her defasında geri dönmek zorunda olsalar da, okul başlangıçta harikulade bir kaçış oluyordu öksüzlere.
"Çocuk ellerini ağaçtan kabuğundan kayıklar, ağaç dallarından düdükler ve tepelerin eteklerine oyuncak kulübeler yapmaktan alıkoyarsanız eğer, çok iyi çalışırdı. Bu eller yanına sığındıkları çiftçinin ineklerini sağabilir, öküz ahırlarını temizleyebilirdi. Eğer bu elleri ağaç kabuğundan yapılma kayıklardan, oyuncak kulübelerden ve çocukların yapmaya can attıkları diğer şeylerden uzak tutarsanız, her işi yapabilirlerdi."
Gri karlarla kaplı renksiz ve soğuk orman yolunda kırmızı, kıpkırmızı bir kuşun ardına takılıp kendilerini adeta boyutlar arası bir duvarın önünde buluyor çocuklar hikayede.
Duvarın bu tarafı kış, beri tarafı yaz.
Çocuk cıvıltıları, anne şevkati ve sıcak yemek olan duvarın beri tarafındaki düşten ayrılmak istemiyorlar.
Ve kapıyı usulca kapatıp sonsuza dek orada kalıyorlar. Kuş kırmızı rengiyle hayatı, damarda canı mı simgeliyor?
Ya da ölümü? Duvarın ardındaki cenneti?
Buzdan ormandan cennete mi yolcu oldu çocuklar, yoksa zorbalık karşısında cesaretle yaptıkları seçim, onları yeni ve daha iyi bir hayata...çocukluklarına mı kavuşturdu? Hayatın olmadığı soğuk ve renksiz bir iklimden hayat dolu olana doğru...
Çocuklarla hikaye tamamlama ve yorumlama yapmak üzere değerlendirildiğinde iyileştirici güçte olacağını tahmin ettiğimi türlü imgeyle dolu bu rüya Astrid Lidgren sever tüm okurlara iyi gelecek.
Marit Törnqvist'in düşsel resimlemesinin eşliğinde; empati, yaraları sarmak, arkadaşlık, aile, cesaret ve umut üzerine bir eski zaman masalı Güney Çayırı.
Bakmayın masalın sözcüklere hapsolduğuna...dilden dökülüverdiğinde kalpten kalbe kırmızı bir kuş kanatlanır.
Güney Çayırı
Yazan, Astrid Lindgren
Resimleyen, Marit Törnqvist
Pegasus Yayınları
Resimli ve bol metinli.
6+ ve büyümeye dirençlilere
0 yorum:
Yorum Gönder