Oğlum ve ben "Bay Ka Buk ve Ejder"le tanıştığımızda çok ilginç birşey oldu!
Uzun zamandır okunmak üzere bekleyip kütüphaneden 3 kere ödünç aldığım ve iade ettiğim "Yetenekli Çocuğun Dramı"nı tam da bu tanışmanın ertesinde okumaya başladım.
Alice Miller yetişkin beni çocuk benden tutarak sarsarken, Bay Ka Buk ve Ejder'le Zeynep Sevde Paksu kalbinden yakaladı küçük okuru. İki çocuk gibi, aynı neşe ve mutlulukla okuduk Bay Ka Buk ve Ejder'i.
Daha minicikken annesinde aynalanmaya ihtiyac duyuyor çocuk. Karşılıksız ve katışıksız bir sevgi aynasında aksini ararken, annesinin travmalarıyla boğuşuyor ve çocuk benliğini oracıkta öldürüp ebeveyninin istediği gibi olmak için tüm hayatını seferber ediyor. Kabul edilmek, onaylanmak, iyi ve yeterli hissedebilmek için çocuk olmayı bırakıyor.
Yaramazlık ne demek bilmiyor ama görünen o ki çocuk olmakla aynı anlama geliyor.
“Varoluşunun ilk anından başlayarak, “o sıradaki haliyle ve olduğu gibi” kabul edilip ciddiye alınmak çocuğun doğuştan gelen bir temel ihtiyacıdır." diyor Miller.
Ama şimdi konu Miller'ın söyledikleri değil.
Üstelik, gerçek şu ki Miller çok acıtıyor.
Konu Bak Ka Buk ve turşusunu kurduğu hayalleri.
Konu Ejder ve merakları..
Yeterince uzun süre duvarlar içinde kalırsanız, yeterince uzun süre cevaplarla donatılırsanız soru sormayı anlamsız bulmaya başlarsınız.
Bay Ka Buk, küçük Ejder'in duvardaki çerçevesinden onu korurken neleri sevmesi, neleri yapması ve neleri yemesi gerektiğini söylüyor.
Metaforlarla donatılmış bu harikulade çocuk edebiyatı eseri, duvarları konuşturuyor, kabukları, kozaları çatlatıyor.
Bay Ka, duvardaki çerçevesinin içinden Ejder'i duvarların dışındaki kötülüklere karşı koruyor. Ejder ise söylediklerini bir bir yaparken, "Neden?" diye hiç sormuyor. Çünkü biliyor ki, Bay Ka onun için en iyisini düşünüyor.
Birgün Küçük Ejder nasıl hayal kurulacağını merak ediyor. Ama Bay Ka, derhal uyarıyor:
"Ben çok güzel hayaller kurarım
Bayılır hayallerime akrabalarım
Hayal, bir turşu çeşididir.
Biraz acı, biraz da ekşidir.
Ama sen uzak durmalısın hayalden.
Seni hasta yapar, mahvolur miden"
Her gün bir tabak dolusu vıcık vıcık yumurtlak yemekten bıkıyor Ejder.
Merak ediyor peşinden.
"Bay Ka...Acaba dünyada yumurtlaktan başka yiyecek var mıdır?"
O kadar kızıyor ki bu soruya Bay Ka, çıkayazıyor çerçevesinden.
...
Ama birgün Ejder, duvardaki minicik bir çatlaktan içeri dolan ışığın büyüsüne kapılıp çıkıveriyor duvarların ardındaki rengarenk dünyaya. Sadece dünyayı değil, kendini keşfediyor bu yolculukta..
Ve bir gün Bay Ka'nın da cesaretini toplayıp dünyayı keşfe çıkacağını umud ediyor.
"Yumurtlak", turşusu kurulan hayaller ve ayak parmaklarıyla kaşınan göbekle çok eğlenen küçük okur Ejder'e bayıldığı gibi Bay Ka'yı da çok sevdi.
Mert Tugen'in resimlemesi ise yine pek güzeldi.
Bizce Bay Ka, o yolculuğa çoktan çıktı, bütün yetişkinleri de yanına kattı.
Bay Ka Buk ve Ejder
Yazan, Zeynep Sevde Paksu
Resimleyen, Mert Tugen
Taze Kitap
5+ ve büyümeye dirençlilere
0 yorum:
Yorum Gönder