Sahiciliğiyle genzimi yakan üç öykü okudum... Tekrar, tekrar okumayı çok sevdiğim üç öykü.
Tasvirlerle bezeli diliyle edebi zevki erken yaşlarda tadanları, özlemini duydukları atmosferle buluşturuyor Sabahattin Ali'nin Üç Öykü'sü.
Güçlü sözcüklerin ilmek ilmek dokuyarak canlandırdığı öyküler, bir zaman yolcusu gibi, ortasında soluk alıp verdiğiniz gerçek birer hikayenin içine götürüyor.
İncecik sesiyle "Arabalar beş kuruşa!" diye bağıran o çocuğun soğuk ve yumuşak kar tanelerini yutuşunu duyumsatıyor.
Az berisindeki lüks vitrinin yolcu ettiği muhtemel müşterilerin, tezgaha meyledince ekşiyen suratlarını canlandırıyor okurunun zihninde.
Ve bir güğüm ayran satmak için istasyonda nöbet tutan çocuğu...buz tutan ellerini nefesiyle ısıtırken mavi gözleri soğuktan yaşla dolan çocuğu.
Fukara çocukları, zor yaşamları, emeği, fedakarlığı, cefayı duyumsatıyor.
Zengin çocuklarla fakirlerinin arasına dikiliveren yüksek ökçeli ayaklar ve kibirli bakışları... Boyu uzun, aklı ise bir çocuğa nazaran çok kısa olan yetişkin bakışları.
Masalsı diliyle son öykü "Sırça Köşk"ise altın vuruşu yapıp yere seriyor okurunu.
Kara, sırrı eprimiş bir aynayı eline tutuşturup yüzleştiriyor kaçınmak istediğiyle.
Çocuk okur Sırça Köşk'de yüzleşme bulmayacak muhakkak.
Ama zannediyorum ki; kendi kendilerini beyinsiz, dilsiz, gözsüz kılan bir halkın akıldan fukara hikayesini okurken gösteriş merakı ve sorgulamaksızın itaatin sonunun nereye vardığını tebessümle ve derin bir anlayışla fark edecekler.
"Sırça Köşk" bolca anlatılıp, sözün terkisinde diyarlar dolaşacak güçte bir hikaye.
Sedat Girgin'in olağanüstü resimlemesiyle eser zaman yolculuğunun gücü ve etkisini artıracak nitelikte.
Üç Öykü
Arabalar Beş Kuruşa
Ayran
Sırça Köşk
Yazan, Sabahattin Ali
Resimleyen, Sedat Girgin
Yapı Kredi Yayınları
10+ ve büyümeye dirençlilere!
0 yorum:
Yorum Gönder