O küçük dükkanında ayakkabılar yaparken fabrikaların yaptıklarıyla savaşamaz hale gelen küçük ama dev bir sanatçı..
Ama vazgeçmiyor İskarpin Amca.. İnsan adından nasıl vazgeçer ki?!
Mücadele etmekten ve sevdiği yoldan gitmekten caymıyor. Bizim Ahmet'in, Nalan Abla'nın, komşu Zeliha'nın, uzak akraba Merve'nin aksine o vazgeçmiyor gönül vermekten ve gönlünün peşine düşmekten!
Daha iyi kazanacağı bir ayakkabı fabrikasında işe girmek yerine kişiye özel ayakkabılar tasarlıyor bizim amca. Kırkyamalı, posta pullu, çeşit çeşit ayakkabı tasarlıyor ve sevgi dolu notlar iliştiriyor köşesine bucağına.
İskarpin amcaya göre ayakkabın seni anlatır. Kimliğinin bir parçası ve simgesidir.
Öyle ya senden önce o selamlar toprağı, o bırakır ilk kartviziti! Öyle itina ediyor ve öyle çok seviyor ki deriyi işlemeyi, yaptığı ayakkabılarla bir sergi dahi açıyor.
Küçük dükkanını ziyaret edip parası olmayanlara o hediye ediyor bir çift ayakkabıyı!
Sevdiği işi yapan yetişkinlerin masalı İskarpin Amca. Yolundan dönmeyenlerin! Sevdiği işi yapamayıp "artık" zamanlara kaçanların!
Gökyüzüne, toprağa, suya akanların!
Mutlu, çok mutlu bir hayat sürsünler diye dua ederken, çocuklarımızın hayatı için dilediğimiz gibi özgür İskarpin Amca..
Tudem Edebiyat Ödüllü kitap, zâhire verdiğim değerden fazlasını atfetse de pek sevdik biz İskarpin Amca'yı!
İskarpin Amca
Yazan, Gözde Kayabeyoğlu - Resimleyen, Elif Şimşek
Tudem Yayınları, 3+
0 yorum:
Yorum Gönder