Bazen hayal kırıklığında da ayrı düştük oğlumla. Onun çok sevdiği bazılarını, farklı kaygılarla ben sevmedim.
Bir süre sonra o biraz daha büyüdüğünde Çocuk Edebiyatı mahsullerinden bu denli korkmamın onlara haksızlık olduguna hükmettim. Belki o büyüdüğünden, belki ben büyüdüğümden..
Oğlumun aklına karpuz kabuğu düşürmemek için çabalarken ve henüz erken olduğuna vehmettiğimden kimilerinden kaçınırken başka kontrol dışı yollarla "zararlı"(?)larla karşılaştığını farkettim. Hem de bu sefer tüm fütursuzluğuyla gerçek zararlılarla!
Bu demek değil ki fayda zarar sırası gözetmeyi bırakacağım.. Anayız nihayetinde, ne mümkün! :)
Ama anladım ki cam fanus çatırdıyor ve mikrodünya tasavvuru içindeki teraryumun meskunu oğlum büyüyor. Artık ona kılavuz olmakla birlikte yoldaş olmamın vakti gelmiş. O tercihler yapacak, tercihleri hakkinda konuşacağız. Engellemek istediklerimiz olacak ve muhtemelen başarılı olamayacağız. Bir yolunu bulup aynı annesinin de çocukken yaptığı gibi bildiğini okuyacak.
Kendi yaşamımızla ona misal olmayı sürdürürken düştüğünde ve kalktığında, deneyimlerini tarttığında yanında olacağız.
Küçük Ejderha'nın ailesinin yaptığı gibi..
Bir sabah kahvaltıda en sevdiği yiyecek olan pirinç lapasına dokunmamış Küçük Ejderha.
"Yarın doğum günüm, artık büyüdüm. Pirinç lapası yemek istemiyorum!" "Değişik birşey yemek istiyorum!" demiş.
"Mesela ne?"diye sormuş babası.
"Tatlı mı, tuzlu, mu?"demiş annesi.
....
Küçük ejderha ormana gitmek için izin istemiş, kendi yiyeceğini kendi seçecekmiş. Portakal suyu içmekten sıkılıp Portakallı Ördek denemek istemiş, tütsülemek için ördeği püskürtmüş alevi. Ne olmuş biliyor musunuz? Ördeğin tüyleri boğazına takılmış, aksırmış, tıksırmış, vazgeçmiş bu fikirden.. Daha neler denemiş de vazgeçmiş Küçük Ejderha.
Bizim ejderha vejeteryan değilse ne olayım!
Açlıktan bayılacakmış ki bir filin suyunu içip ferahlamış nihayetinde! Nasıl diye sormayın orası pek tatlı, tadı kaçar!
Sepetini yoldan topladığı çiçeklerle, portakal, havuç, hindistan cevizi, pirinç, böğürtlen ve dağçileğiyle doldurup dönerken ormanda tanıştığı yeni dostlarını da doğum gününe davet etmiş.
Hep birlikte fil suyunda pişmiş taze pirinç lapası yedikleri sofradan teşekkur ederek ayrılmış ve hoplaya zıplaya ormana dönmüşler.
Feridun Oral'in yazdığı ve resimlediği kitap, 2011 yılında Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından Yılın Çocuk Kitabı ödülüne layık görülmüş. Ödülleri referans kabul edenlerdenseniz, künyeye eklemiş olalım.
Ancak bana sorarsanız Feridun Oral ismi kâfi. ;)
Pirinç Lapası ve Küçük Ejderha
Yazan ve Resimleyen, Feridun Oral
Yapı Kredi Yayınları
3+
0 yorum:
Yorum Gönder