Belki de tam da bu yüzden cocuk kitaplarını tekrar keşfetmeye ve sevmeye önce biz büyüklerin ihtiyacı var. Zira kitap aşkı bulaşıcıdır. Aşkla okuduğunuzda minik gönüllere yerleşir.
...
"Bulutlara tepeden bakmak çok zevkliymiş ama, "Aşağısı kadar eğlenceli değil burası"diye düşünürmüş Koko. "Yağmur yağdığı zaman bile, insanın haberi olmuyor burada"
...
O kadar umut ve neşe dolu ki bu masal, bulutlar birer pamuk şekeriymiş gibi oturup üstlerine, kopardığım parçalarla koltuk, araba, sandal ve hatta bu konuda Koko'yu da geçip boyanmış bulutlardan rengarenk pastalar yapmayı hayal ediyorum. Tabii yetişkin kontrol merkezimin elinde bir değnek hemen dağıtıveriyor o bulutları. "Aklın fikrin yemekte yahu, pasta yapmak mi geliyor aklına gele gele", diger taraftan bir değnek daha sallanıyor havada pamuk şekerlerinin oldugu tarafa doğru, "ayyy, yapıs yapış oldu her yanın, git de ellerini yıka!" Bu ikincisi annem olabilir. :) Çocukluğumda defaatle aynı rüyayı görüp mutlulukla uyandığım o sabahların taze bahar kokusu doldu içime, "Gökdelene Giren Bulut"la birlikte. Bulutların üzerindeki bu maceralı yolculuk o kadar çekici ki belki Ay'da şimdiden yer ayırtmaya çalışmak yerine bulutlara kaçarız?
Siz bana bakmayın, Koko'ya bakın iyisi mi!
Oğlumdan da çok içimdeki çocuk bayıldı bu masala. Behiç Ak, sağ olsun, daha da yazsın, çok yazsın.
Masalın güzelliğine eşlik eden ikinci, üçüncü ve kim bilir kaçıncı masalı daha saklayan resimlemesi ise uzun sohbetler vaadediyor.
Behiç Ak'la hala tanışmadıysanız, belki buradan başlamak istersiniz.
Yazan ve resimleyen, Behiç Ak
Odtü Yayıncılık
*Herkes için çocuk kitabı
0 yorum:
Yorum Gönder