Ama bize soracak olursanız biraz daha fazlasını hakediyor yine.
Küçük kırmızı, mavi, sarı, pembe, yeşil balıklarımızın büyüyüp akvaryumlarına sığmayacak hale geldiklerinde okyanusa açılacakları o güne dair naif bir masal bu. Yusuf, Ahmet, Azra, Barış, Nisa, Semih, Kayra hakkında bir masal. Yuvadan uçacak tüm kuşların, kedilerin, aslanların, baykuşların masalı.
Büyüdükçe kabına sığmayıp taşan, kaptan kaba, kılıftan kılıfa aktarıp nihayet günü geldiğinde büyüdüklerini kabul etmek zorunda kaldığımız çocuklarımızın.
Böyle söylüyorum diye sanmayın ki hüzünlü!
Zarif ve doğal üslubuyla bu az metinli bol resimli masal, mini minnacıklara da bir gün büyüyüp uzaklara gitmek isteyeceklerini anlatıyor.
Hem de usul usul, parmağıyla işaret etmeden :)
Oysa ki ne çok seviyorlar değil mi anne karnındaki küçük okyanustan dünyaya açılan bu yolculuklarında uğradıkları "anne baba durağı"nı.
Okyanusla başlıyor yolculukları ve nihayet başka bir okyanusla sürüyor.
Ve ne çok seviyoruz onları sevgimizle sarmalayıp korumayı, kanatlarımızın altına alıp ısıtırken ısınmayı.
Dünyanın tüm kötülüklerinden bir istasyon kadar daha muhafaza edebilmeyi!
Hüzün barındırmasa da bu masal, hüzün dolu dimağdan esen kelime kırıntıları satır aralarını doldurmak için mücadele ediyor kalemimle.
Dualar dökülüyor önüne, bend oluyor.
Rabbim yeryüzünün tüm mazlumlarını, en çok da çocukları tüm kötülüklerden muhafaza etsin. Amin
Benim Minik Kırmızı Balığım
Ferit Avcı
Tudem
2+
0 yorum:
Yorum Gönder