Uçan Fare ile Hayalet Hayri- Karşılaşma

Kimseciklerin farketmediği, varlığıyla yokluğu bir olan Hayalet Hayri'yi gözümüz bir yerlerden ısırıyor. Belki Hayri olarak değil de, benzersiz onlarca isimle biliyoruz hikayesini. 
Okur henüz bihaberken, Uçan Fare ve ailesinin Dost Şekercisi'nde biten mültecilik ve denizaşırı maceralarla dolu hikayesi usul usul başka bir hikayeye bağlanıyor. Bir başkasının, Hayri'nin hikayesiyle birleşip akarak maceralarla dolu seri kitapların eşiğine biriktiriyor söylenecekleri.
Seçilmemiş yalnızlığıyla bir hayalet kadar sessiz Hayri'nin hayatına, uçan bir fare konuk oluyor. Ancak ne sessiz uçan fare, ne de tahammülü var görünmezliğe. Henüz uçamayan uçan fare, uçma istidadı yetmezmiş gibi, peynir alerjisiyle de meydan okuyor bildiklerimize.
"Garip hayvan demişler benim için. Ben mi garibim? Dünyadaki farklı türleri bilmiyorlarsa suç benim mi Hayri?"
Değil mi ya?! Suç elbette Uçan Fare'nin değil. Suç bir kediler şehri olup da kediler tarafından yönetilmeyen İstanbul'a bağlanan hikayesini, gazete sayfalarında "garip hayvan" ithamıyla zayi eden o insanların belki de.
Hayvanları kendi doğal ortamlarında görmek yerine bir bir yuvalarından toplayıp kafeslerle hapishanelere taşıyan insanlar olmalı "garip".
Garip değillerse de tembeller öyleyse. Evlerinden çıkamayacak kadar tembel.
"İnsanların kafesleri de kendi evleri desene..." derken Fare, biraz da bilge.
Üstelik müzik kulağı da fena değil. Beyin cerrahı olmaya niyetliyse de, pekala bir müzisyen de olabilir.
Ama sadece sessizce dinleyen ve izleyen Hayri farkediyor onu ve hikayesini. Gözleri buluşuyor filmlerdeki gibi.
Kusursuzluğun tekdüzeliğinde ancak Hayri olmakla kazanılacak bir hikayeye kavuşuyor. 
Büyüyünce teknoloji mağazasında çalışmak isteyen Hayri ile beraber dinliyoruz kaptan olmak isteyen Deniz'in şarkısını.
Pek de duyamıyoruz-keşke duysaydık- buradan ama belli ki çok sıkıcı. 
"Dimdik, hiç kıpırdamadan, kimsenin bilmediği bir şarkıyı sonuna kadar ve hiç şaşırmadan söyledi. Herkes çok sıkıldı. Sürekli kusursuz olmaya çalışmak anlamsızdı, çünkü en güzel olan, her zaman en mükemmel olan değildi."
Bir dönem atölyesine misafir olma bahtiyarlığına da eriştiğim, değerli hikaye anlatıcısı, filolog, editör, senarist ve yazar Beyza Akyüz tarafından kaleme alınan eser, al yanaklı küçük bir kız olduğundan şüphelendiğimiz Gamze Hayta'nın fırçasından sıcak renklerle bezenmiş.
Küçük okurla büyümeye dirençlinin tek itirazı sayfa 72'de "hasta olan"sözcüğüyle aniden araya giren farenin kısa hastalık hikayesine oldu.
Hikayenin bitmesini kabullenemeyen küçük okur, aşkla sual eder sevgili yazar:
"Bitti miii!? Devamı yok mu? Peki, devam kitabı ne zaman çıkıyormuş?"

Uçan Fare ile Hayalet Hayri- Karşılaşma
Yazan, Beyza Akyüz
Resimleyen, Gamze Hayta


Tudem 7+ ve her yaşa!







0 yorum:

Yorum Gönder

 

Geri Dön

Facebook

Video Of Day

Advertisement