Evimin İnsanı

"Sen... Tatlı su insanseveri... Evine git de sağlıklı insancığınla konforlu hayatına devam et. "
"Sen benimle ne hakla böyle konuşursun? " dedim.  "Ben bir insanı barınaktan aldım ve ona yuva açtım. "
"Cins bir insana... Özel bir barınaktan..."
....
İnsan mı?  Hem de bir barınaktan? 
Tuhaf geldi değil mi?  Eğlenceli ve manidar bir tuhaflık Evimin İnsanı'nınki. 
Hayvanseverliğimizi ve dahi insanseverliğimizi sorgulatan,  steril hayatımızın,  steril sokaklarımızın üzerindeki ince tülü kaldıran,  yerin altında kalmış ne varsa gün yüzüne çıkmaya davet eden harikulade bir roman tutuyorum elimde. 
Yapay zeka tartışmalarının ve sürükleyici,  fantastik gelecek tasavvurlarının dilden dile yayılıp ekranlardan evimize dolduğu bu günlerde insan nedir diye daha çok düşünür olduk. 
Kendi içinde,  yapay zeka olmaksızın bir üst sınıf oluşturmuş, yeryüzünün en muhteşem sıfatlarını(!) bünyesinde toplayan bir insan grubu var.  Onlar muhakkak ki en iyi yürekli olanlar,  en yardımseverler,  en hümanistler,  en hayvanseverler,  en barış yanlısı olanlar... Ne kadar en varsa eni de onlarda.  Hem tüm bunlar için fazlasıyla imkan da onların elinde. 
Daha önce ihtiyaçları özenle belirlenmiş gruplara (?), itinayla yardımlar yapar,  yaptıkları yardımları vergiden düşer ve sonra sadece iyi örnek olsun diye gazetelere çarşaf çarşaf röportajlar verirler. 
Ama siz boşverin onları. Biz, bize bakalım.  Aramızdaki en hayvansever dostumuz, elinde bir merhemle sokak kedilerinin hasta gözlerine deva olmaya çalışırken,  daha da fazla hayvansever olanımız en parlak görünümlü,  asil,  beyaz,  cins kediyi evine alıyor. Bu daha da fazla hayvanseverimiz iki sokak aşağıdaki ihtiyaç sahibi aileye yardım götürmekten,  ayakları alışır da hep isterler diye vazgeçiyor.  Eğilip bir sokak köpeğinin başını sevmek isteyen çocuğunun eline vuruveriyor hışımla! İçinde bir ince şüphe ve pişmanlık kırıntısıyla yapıyor, ama yapıyor işte.  İyi tanıyoruz onu,  kendimizden biliyoruz. 
Evimin İnsanı kedilerin egemen olduğu bir dünya distopyası. Hatta ciddiye alırsanız biz kafes dışındaki insanlar için çok da ürkütücü olabilir.  Ama elbette ciddiye almıyoruz.  Yazarın üslubuna,  kurgunun güzelliğine övgüler düzüp, hayal gücü karşısında hayranlığımızı ifade ederek hızla geçiştiriyoruz.  Eğer öyle yapmazsak, kafesteki insanlar hakkında konuşmamız gerekecek. 
Kafesteki hayvanlar hakkında konuşmamız gerekecek,  insanlar ve hayvanlar üzerindeki korkunç deneylerden bahsetmek zorunda kalacağız. Kucağındaki süslü köpeği, hayvanlar üzerinde test  edilmiş kozmetik ürünlerle süslenerek taşıyan kadını düşüneceğiz. Onlarca hayvana işkence edip öldürdüğü halde seri katil sayılmayan insanları masaya yatırmak zorunda kalacağız. 
Tüm bu can sıkıcı konuları bir çocuk kitabında okumayacağız elbette. Romanı okuyacak çocuk ve yetişkinlerin empati yeteneğinin artacağına ise inancımız tam.
Nurgül Ateş'in eğlenceli ve aksiyon dolu hikayesinde bir kediyle yer değiştirdik. Size de öneririz. 

Evimin İnsanı
Yazan,  Nurgül Ateş
Resimleyen,  Uğur Köse
Çizmeli Kedi Kitaplığı
168 sh. 
12+





0 yorum:

Yorum Gönder

 

Geri Dön

Facebook

Video Of Day

Advertisement