İki çocuk gücünde tek cocuk annesinin bir gününe dairdir. *
Neredeyse bir aydır ertelediğim bu yazıyı nihayet evdeyken, içerde beni bekleyen işleri ertelemek için bahane olarak kullanıyor ve bugün yazıyorum. Bu da böyle bir itiraf :)
Öncü Eğitimciler'in düzenlediği II.Eğitici Oyunlar Zirvesi bahsedeceğim şey..
15 Mayıs Cuma akşamı sonraki gün katılacağım zirvenin heyecanıyla enerjimin doruklarındayken, birden allerjik ajanlar vücudumu istila ediverdi!
Yetmezmiş gibi ben zirvedeyken oğluma eşlik edecek olan babasının ertesi gün tam gün mesai yapmasını gerektirecek acil bir işi olduğunu ögrendim.
Dakikalar geçtikçe o bir günlük eğlence ihtimalim ortadan kalkmaya başladı. Eğlence dedim, evet!
Eğitici oyunlar zirvesi benim nazarımda tam da büyüklere oyun manasında çünkü!
İsaretleri takip ederek ; "Zaten benim neyime degil mi? Ne işim var ki orada? İşe ve hatta Ev-Ofis calışmasına bile dönemezken..aaamaaan!"
..diye kendi kendime söylenirken bugünü güzel degerlendirelim bari düşüncesiyle yakın arkadaşımı aradım. Meger düşük ferritinin bir numaralı zanlısı oldugunu kabul ettiğim dikkat dağınıklığım bana bir oyun oynamışmış. Telefonun diger ucundaki sevgili arkadaşım,
"e demiştim ya bana bırak diye! Hadi hadi hemen! Oynarlar, sen git" deyiverdi.
Sanki bir eğitimci toplantısı değil de süper kahramanların dünyayı kurtarma planlarını konuşacakları gizli buluşmaya gidiyorum! Daha neler neler yükledim bir bilseniz bu bir günlük serbest zamana! Öyle böyle değil yani! :)
Sabah bildirilerini kaçırmış olarak zirvenin yapılacağı mekana ulaşmaya çalışırken "Din Egitiminde Oyun ve Eğlenceli Etkinlikler" atölye yöneticisi Ayşe Macit'le tanıştık. Bu hoş karşılaşmanın ardından okula vardığımda önceki bildirilerin sonuna ancak yetişebilmiştim.
Hoş o kadar güzel karşılanmış olmak bile benim açımdan zirveyi başarılı kılmıştı. Güzel karşılanma derken, girişteki güler yüzlü ve ilgili karşılama komitesinden de bahsediyorum.
Yemek molasından sonra Derin Beyin'le tanıştırdı bizleri Oğuzhan Gözek. Eglenceli oyun ve egzersizlerle beynin performansını artırmayı amaçlayan Derin Beyin, Almanya'da uzun yıllardır uygulanan bir eğitim yöntemine dayanıyor. Derin Beyin'in kurucusu, eski antrenör ve eğitimci Oğuzhan Gözek bildirisine "ezberci eğitim sistemini degiştirme"mottosuyla başladığında gözlerimdeki pırıltı birkaç saniyeliğine çevremi ışıtmış olabilir.
Zira tam da şikayet ettiğimiz tek düzeleştiren, törpüleyen ve aslında gelecekte fark oluşturacak taze zihinleri yavaş yavaş androide çeviren sistemi tehdit ediyor bu cümle!Gözek, İlkögretimle birlikte kapandığını ifade ettiği sağ beyin aktivitelerinin yetişkinlerde de büyük oranda kapalı olduğunu söyledikten sonra hep birlikte biraz oyun oynadık!?
Body-code, body orff ve koşullanma üzerine egzersizlerle gerçekten eğlenceli oldugu kadar da şaşırtıcı keşifler yaparken bir salon dolusu deliye benziyorduk.Derin Beyin'le ilgili daha fazla sey öğrenmek isterseniz buradan buyrun.
Hemen sonrasında çok degerli bir başka eğitimciyle tanıştık. Hatice Cücü'nün sosyo-ekonomik olarak sıkıntılı bir bölgede inancı ve kişisel mücadele azmiyle başardıklarını dinleyerek ilhamla dolduk. Ögrenmenin en büyük aktörü olan oyunu egitimine aktif olarak dahil etme yöntemleri bir anne olarak umudumu artırdı.Okul sıralarına çizilen dama ve santranç gibi oyunlar, okul bahcesinde yere çizilen seksekle sokak oyunlarına ilginin artırılmış olması çok guzel örnekler.. Kimimize basit gelebilecek bu şeyleri yapmak bürokrasinin bir numaralı kaide olduğu eğitim sistemimizde sıkıntılı ve zor bir adım olabiliyormuş onu da öğrendik.
Peşinden tecrübeli eğitimci Güllü Kazak'ın heyecanını hissettik sahnede. Heyecanının kaynağı ÇOSKK'la tanıştırdı bizleri.Uzun adıyla Çocuk Oyunları ve Spor Kulüpleri Federasyonu ÇOSKK, Türkiye'de artık sokakta oyun oynama imkanları olsa ya da bilgisayarlarını terketseler bile ne oynayacaklarını bilmeyen çocuklara geleneksel sokak oyunlarımızı hatırlatmaya çalışıyor."Oyun ciddi bir iştir, biz oyunu oyun sandık" diyor Güllü Kazak. "Egitimde dünya bindiği dalı keserek kendi yetiştirdiği kuşağı ziyan ediyor."Çoskk hakkında merak ettikleriniz varsa buradan buyrun.
Peşinden tecrübeli eğitimci Güllü Kazak'ın heyecanını hissettik sahnede. Heyecanının kaynağı ÇOSKK'la tanıştırdı bizleri.Uzun adıyla Çocuk Oyunları ve Spor Kulüpleri Federasyonu ÇOSKK, Türkiye'de artık sokakta oyun oynama imkanları olsa ya da bilgisayarlarını terketseler bile ne oynayacaklarını bilmeyen çocuklara geleneksel sokak oyunlarımızı hatırlatmaya çalışıyor."Oyun ciddi bir iştir, biz oyunu oyun sandık" diyor Güllü Kazak. "Egitimde dünya bindiği dalı keserek kendi yetiştirdiği kuşağı ziyan ediyor."Çoskk hakkında merak ettikleriniz varsa buradan buyrun.
Bu arada dinleyiciler arasından yapılan bir katkıyla Uluslararası Oyun Derneği IPA'dan haberdar olduk. Her üç yılda bir gercekleştirdikleri konferansın geçtiğimiz yil İTÜ Taşkışla kampüsünde yapıldığını duydum, ilgilisine duyurulur. http://ipaworld.org 'dalar.
Münire Berna Beşkese hanımın bildirisine gelirsek sunum bir dinleme-anlama etkinliğiydi. Anlattıgımızın nasıl anlaşıldıgı, anlatılandan ne anladığımız, bakış açımıza ve düşünce biçimimize sinen birikimlerimiz ve farklılıklarımızın aynası oldu etkinlik. Okullarda anlamayı, yorumlamayı, kavram algısını, soyut düşünme yetenegini artıracak keyifli bir alıştırma örneği izledik iki gönüllü ögretmenden. Oyun hamuruyla dikey olarak sabitlenen bir strafor panelin iki yanına konumlanan kişiler birbirlerine oyun hamuruyla yapacakları nesneyi anlattılar ve sonrasında panel ortadan kalktığında ne anlattıkları ve ne anladıklarıyla yüzleştiler :) Bana göre tüm bunların ötesinde bu etkinliğin en büyük kazanımı bakış açısı farklılıklarını anlamaya bir adım daha yaklaştırıyor olmasıydı.
Sabahki hoş karşılaşmanın ardından kaçınılmaz olarak katıldığım Ayşe Macit 'in atölyesi de çok ilham vericiydi. Her adımda çok keyif aldığım atölyede en yararlı bulduğum etkinlik 8.sınıf ögrencilerinin Kainatın Düzeni ve yaratıcıyla ilgili sorularına ışık tutacak drama örneğiydi.
Videoda tamamen serbest biçimde ayı, güneşi, yıldızlar ve gezegenleri temsil eden çocukların kararsızlık ve liderlik mücadelesinin karmaşasıyla düzeni sağlayamayışlarını izledik. Ardından bir düzen kurucunun yonlendirmeleriyle /TEK düzen kurucunun (buradaki ornekte öğretmen) düzenin ne kadar sorunsuzca kuruldugu ve işlediğini gördük.
Zirveye katılmak isteyip katılamayan sevgili arkadaşlarım..bu yazı en çok da sizin için. Beklentilerinizi ve birşeyler kaçırıp kaçırmadığınızı değerlendirdikten sonra belki de zirvenin 3.sünde birlikte oyun oynarız dedim, ne dersiniz?
Hem belki bu sefer, bildirilerin tamamını dinleyebilirim.
Her yıl 28 Mayıs günü kutlanan 'Dünya Oyun Oynama Günü'ne denk gelmeliydi bu yazı..olsun..öyleyse oyun oynama YILINIZ kutlu olsun! :)Deliye hergün bayram! Çocuğa her gün oyun!
0 yorum:
Yorum Gönder